24 Ocak 2008 Perşembe

Lazer Epilasyon


Çok eski çağlardan beri istenmeyen kıllardan kurtulmak için insanoğlu değişik yöntemler denemiştir. Rasgele seçilmiş sağlıklı genç beyaz kadınların %4 ü yüzdeki kıllardan şikayet etmektir. Ten renginin ve yaşın artması ile birlikte bu oranda artmaktadır. Kadınlarda hormonların fazla salgılanması hormon üreten bazı tümörler yada dışarıdan uygulanan hormon tedavileri hirsutizm denen erkeğe benzer kıllanmalara sebep olmaktadır. Ancak aşırı kıllanma yada istenmeyen yerlerde kılların çıkması yalnızca kadınları değil aynı zamanda erkekleri de rahatsız eden bir sorundur. Erkeklerde özellikle sırt omuzlar ve kulaklar, kadınlarda ise yüz, göğüsler,bacaklar ve alt karın en sık problem olan bölgelerdir.

Kılların traş edilmesi, cımbız, kimyasal maddeler ve ağda gibi yöntemler geçici çözümler sağlamaktadır. Bugün teknolojik gelişimlerle beraber ortaya çıkan yöntemler de çeşitlenmiştir. Örneğin çok değişik kremler mevcuttur bu iş için ama FDA tarafından 12 yaşından büyükler için onaylanan tek kıl dökücü krem eflornithine hydrochloride'dir (Vaniqua) ilaç ilk kez, ‘‘uyku hastalığı''nın tedavisi için üretildi. Ancak, sonradan keşfedilen ‘‘kıl dökücü'' etkisi için kullanılmaktadır. Özellikle postmeapozal dönemdeki bayanlar kullanmaktadır. Bu kadınların %58 'i yüz bölgesi için kullanmaktadır. Kalıcı etki göstermez ama lazer tedavisi ile birlikte kullanılabilir. Geleneksel olarak uzun süreli tek kıl dökme yolu, elektrolizdir; hasta için daha sıkıntılı bu işlem zaman alıcı ve küçük bölgeler ile sınırlıdır çünkü her bir kıla işlem tek tek uygulanır.

Günümüzde daha geniş bölgelere uygulamanın yapılabildiği daha hızlı ve daha az acı verici bir lazerin kullanılması yoluyla kıllar, vücuttan temizlenebilmektedir.Bu tür bir lazer ilk kez 1963 de tanımlanmıştır 1983 de Oshiro ve Maruyama benlerin ruby laserle tedavisi sonrası ciltte hasarla birlikte bu bölgede kıl kaybı olduğunu bildirilmiştir. Aynı yıl Anderson ve Parrish deriye zarar vermeden kıl köküne duyarlı lazer teorisini geliştirdiler.Epilasyonda FDA onayı ile ilk kez Q anahtarlı Nd:YAG lazerler kullanılmıştır.Ancak bu metodla kıllar üç ay sonra tekrar çıkmaktaydı kalıcı bir etki sağlayamamıştı. 1966 da Anderson ve Parrish in teorisi Grossman ve arkadaşları tarafından normal mode bir ruby lazerle denendi. 1998 de Dierickx ve arkadaşları bu lazerle yapılan iki yıllık tedavi sonuçlarını yayınladılar. Epilasyonda kullanılan lazer ışığının dalga boyları 694 – 800nm arasında değişmektedir. Dalga boylarına gore lazerler Ruby, Alexandrite, Nd YAG gibi isimler alırlar. Alexandrite lazerlerde 755 nm. Dalga boyunda ışık kullanılır. Bugün lazer adı altında birçok farklı uygulama mevcuttur. Epilasyon amacı ile kullanılan lazerlerde cilt ve kıl rengi değerlendirilmektedir. Kısa dalga boyları melanin tarafından daha iyi emilir,bu nedenle koyu tenlilerde kıl köküne ulaşabilecek kadar derine inemezler. Siyah saç ve açık ciltli hastalarda bu lazer daha etkilidir Esmerlerde kızarıklık ve su kabarcıkları gibi yan etkilere neden olabilir.

Ticari kaygılarla kılların %100 temizlendiği ve asla geri çıkmadığını söylemek kesinlikle doğru değildir. Bazı insanlarda lazer epilasyonun etkisi çok az olabilirken bir çoğunda tatmin edici çok iyi sonuçlar alınabilmektedir.

Long Pulsed Alexandrite Lazer (755 nm):Alexandrite lazer de Ruby lazer gibi kısa dalga boylu dolayısıyla melanine duyarlılığı fazla olan bir lazer tipidir. İdeal cilt tipi acık ten koyu renk kıldır. Esmer tenlerde kullanımı kısıtlıdır, bu cilt profilinde yan etki riski ruby lazerden daha az olmakla birlikte yine de alexandrite lazerin koyu tenlilerde kullanımı önerilmemektedir.

Nd: Yag Lazer (1320 nm) :İki formu vardır Long pulsed ve Q-switched ,Yara izleri, akne izleri, kırışıklarda ve damar lezyonlarında kullanılabilen. Daha koyu renkli ciltlerde epilasyon amacı ile de kullanılan bu lazer de deriye lazer enerjisini gönderirken en dış tabakayı koruyan özel soğutucu ünitesi mevcuttur, deride kollagen miktarını ve dolaşımı arttırarak derinin genç görünüm almasını sağlayan yüz gençleştirici tedaviler arasında yer almaktadır. Bu lazer sisteminin melanine hassasiyeti çok azdır,

Q-switched Nd: YAG Lazer :Ağrısız hızlı ve yan etkisi olmayan koyu tenli kişilerde epilasyon ve cilt lekelerinin ve dövme mürekkebinin temizlenmesi amacı ile kullanılır.

Diode Lazer :(800 nm) Yeni bir teknoloji olması dolayısıyla henüz yeterli yayın yoktur. Diode lazer uygulamalarında, bu dalga boyunun melanine bağlanma kapasitesinin daha az olması nedeniyle derinin üst tabakalarını rahatlıkla geçip kıl köküne daha kolay ulaşarak sadece kıl gövdesini değil kıl kökünü de tahrip ettiği düşünülmekte. Bu lazerle tip 3 (buğday ten) ve daha koyu tenlilerde kalıcı epilasyon sağlama şansı daha yüksektir. Hipopigmentasyon( beyaz beneklenme) ve hiperpigmentasyon( koyu beneklenme),yanık, su toplama gibi yan etkiler daha az olarak görülebilmektedir

Ruby Lazer : Q-Switched, Normal ve long pulsed formları vardır.Normal ve long pulsed olanları epilasyonda kullanılır.Ruby lazerde kullanılan lazer enerjisi kısa dalgaboylu olduğundan melanine yüksek bağlanma özelliği gösterir bu nedenle esmer ve koyu tenlilerde etkinliği zayıf, yan etkileri fazladır.Long Pulsed model etkinlik ve yan etkiler açısından daha güvenli bir model olduğundan kullanılması önerilen modeldir. Kıl folikülleri tamamen yok olmaz, ancak daha kısa zayıf ve acık renkli kıl üretirler

Q-switched Ruby Lazer 694 nm Derideki pigment ve melanin dokusunda yoğunlaşan bir lazer olduğu için özellikle dövme çıkartmak için kullanılabilir.Bunun dışında solar lentigolar bununla tedavi edilebilir.

Intense Pulsed Light (IPL) Gerçek bir lazer değildir. Birçok dalga boyu birden yayılır. Filtre kullanılarak istenen dalga boyuna ayarlanır (600-1100nm).Yanlızca pigmente ,damarsal lezyonlarda ve epilasyonda kullanılır. Bu sistem daha çok facial rejuvenation (yüz gençleştirme) sistemi olarak kullanılmaktadır. Derideki bazı lekelerin tedavisinde de kullanılmaktadır. Tedavi sonrası, lekeler 10-14 günde kaybolur. Lezyonlar diğer lazerlere oranla on kat daha hızlı tedavi edilir Epilasyon için tüm deri ve kıl tiplerinde kullanılabildiği söylenmekle birlikte de kullanımı fazla ayrıntılı ve zor olan bu lazer açık renk ciltler dışında deride sık olarak hassasiyet ve yanıklara neden olabilmektedir.

Lazer peeling, resurfacing (CO2 Lazer - Erbium YAG Lazer - Fraxel™ lazer)

Lazer peeling karbondioksit (CO2) lazerle hasarlı veya kırışık deri tabakası soyulur. Çoğunlukla ağız ve göz çevresinde kırışıklıkların azaltılması amacı ile uygulanır. Ancak yüzdeki iz ve lekelerin tedavisinde de başarılıdır. Lazerle peeling tüm yüze veya yalnızca belli bölgeye uygulanabilir. Bu yöntemin cerrahi metotlara göre daha az kanama, kızarıklık ve işlem sonrası rahatsızlığa neden olduğu bildirilmektedir. Fakat lazer peeling herkese uygun değildir. Bazen, dermabrazyon veya kimyasal soyma gibi diğer resurfacing tedavilerini kullanmak daha iyi olabilir. Temelde tüm soyma tedavilerinin prensibi aynıdır. Önce derinin dış tabakası soyulur. İyileşirken yeni hücreler oluşur ve daha pürüzsüz, sıkı ve genç bir deri yüzeyine kavuşulur. Çalışmalar sonucunda lazerle tedavi edilen deride oluşan değişikliklerin klasik dermabrazyon ve peeling ile aynı olduğu gösterilmiştir. Yüzeysel veya orta derinlikte peeling için lazer epidermise ve papiller dermise sınırlandırılmalıdır. Daha derin resurfacing için retiküler dermisin üst tabakaları da uzaklaştırılabilir. Değişik derinlikler, doğru noktaların ve kırışıklıkların tedavisini sağlayacaktır.

Koyu tenli hastalarda pigmentasyon değişiklikleri riski daha fazladır. Son bir bir buçuk yıl içinde Roaccutane® almış veya anormal yara izi (keloid benzeri) gösterebilen ya da tedavi bölgesinde deri enfeksiyonu olanlar bu tedavi için uygun değildir. Güneşten korunmak ve hafif kimyasal peeling veya özel yüz kremleri gibi idame tedavisi elde ettiğiniz sonuçları korumamızı sağlar.

Daha derin izler ve kırışıklarda CO2 Lazer ile sonuç alınırken , orta dereceli izler ve kırışıklarda Erbium YAG Lazer kullanılabilir . Fraxel™ lazer ise daha yeni bir yöntemdir lazer ışınları parçalı olarak kullanılarak ciltte minik yaralar oluşturulmakta ve bunların kollajen ile iyileşmesi sağlanmaktadır. İşlem sonunda kişinin cildinin normale dönmesi için özel bir zamana gerek kalmamaktadır.

Yanıklar veya deride belirgin lekelenmeler, lazer peeling ile ilişkili risklerdir. Lazer peeling aynı zamanda uçuk enfeksiyonlarını ve nadiren diğer tip enfeksiyonları alevlendirebilir.

CB Erbium/2.94 Lazer Deri düzleştirilmesi ve kırışıklık tedavisinde yan etkisi CO2 lazerlerden daha azdır ve kullanım kolaylığı ile öne çıkar. Ağrısı çok daha azdır iyileşme çok daha çabuktur. XTRAC Excimer Lazer Son dönemlerde psoriasis (sedef hast) tedavisinde kullanılmaya başlanmıştır. Belli bölgelere yüksek yoğunlukta UVB tedavisi uygulanmasını sağlayarak, normal deriyi koruyan hızlı ve etkili bir tedavi sunan bir lazerdir. FDA tarafından beyaz vitiligo plaklarının tedavisinde de önerilmiştir. Flashlamp Pulsed-Dye Lazer's :Soğutucu ünitesi ile lokal anestezik gerektirmez ve yanık morarma lekelenme gibi yan etkileri önler.Özellikle kan damarları tarafından emilen bir lazer çeşidi olduğu için deri altındaki damar lezyonlarına bağlı oluşan lekelerin tedavisinde kullanılır. V-Beam Lazer : Deri üzerinde lekeler oluşturan damar lezyonlarının tedavisinde kullanılan yeni sistem bir lazerdir

Hiç yorum yok: